Yüzyılın felaketi salgın, mümkün ile imkânsızın, olur ile olmazın, onaylananlar ile itiraz edilenlerin altını üstüne, tersini düzüne çevirdi. Bırakamayacağımız pek çok alışkanlık, yerini tam da tersi olan başka alışkanlara bırakmaya başladı. Asla taviz vermeyeceğimizi düşündüğümüz prensipler, kendimiz için belirlemiş olduğumuz katı şartlar ve koşullar, mecburiyetlerin yönlendirmesiyle bir bir değişmeye başladı. Pek çoğumuz daha önce hiç düşünmediklerini düşündü, daha önce hiç deneyimlenmeyen deneyimler yeni farkındalıklar yarattı.
İyi bildiklerimizde bir kusur, kusur gördüklerimizde bir iyi çıktı. Hep baktığımız ama hiç görmediklerimiz, hep duyduğumuz ama hiç anlamadıklarımızla kimimiz ya bir kaosa sürüklendi, kimimizse ailesiyle, mesleğiyle, çevresiyle ve kendisiyle yeniden tanıştı.
Kovid-19 virüsünün bulaşma riskine karşı alınan önlemler nedeniyle, müzik eğitimi de bu değişim ve dönüşümler sürecine dahil oldu. Müzik eğitimi “fiziksel eğitim”, “uzaktan eğitim”, “çevrimiçi müzik kursu” gibi daha önce kullanılmayan, pek alışık olmadığımız kavramlarla ifade edilir hâle geldi. Mecbur ve mücbir sebepler dışında uzaktan, çevrimiçi müzik eğitiminin hiç gündemde olmadığı bu zamanda, daha önce bu yöntemle ders yapmayı hiç denememiş olan pek çok müzik eğitmeni bir anda kendisini çevrimiçi teknolojilerin nimetleri ve eziyetleri ile çevrimiçi etkili ve verimli ders yapma tekniklerini geliştirir hâlde buldu. Çevrimiçi müzik eğitimi bir konseri televizyondan izlemek gibi olsa da hiç olmaması demek karanlık bir boşluğa yelken açmak demektir. Müziğin ve bir enstrüman çalmanın insan zekasını başka hiçbir uğraşın sağlayamayacağı kadar büyük bir ölçüde etkilediği, ilham veren boyutuyla açık fikirliliğe tesir ettiği, bunun yanı sıra, stres hormonu salınımını azaltarak bağışıklığı güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
Müziğin gücüne inanan ve her ne koşulda olursa olsun iyiyi arayan, bilgiyi aktarmak için kendini adayan, bu uğurda yıllarca emek verip, pek çok değeri yetiştirerek ülkemize ve dünyaya armağan eden kıymetli müzisyen ve eğitmenlerin uzaktan müzik eğitimiyle ilgili görüşlerini sizlerle paylaşıyoruz.
Prof. Meral Yapalı İÜDK Emekli Müdürü ve Müzik Bölümü Başkanı
Çevrimiçi derslerin müzik eğitimine müspet ve menfi tesirleri her iki açıdan da değerlendirilebilir.
Müspet tesirler: Talebeler derse gidip gelmekle vakit kaybetmiyorlar, yorulmuyorlar ve kendi evlerinden derse katıldıkları için kendilerini daha rahat hissediyorlar, heyecanlanmıyorlar. Hocalarına sormak veya göstermek istedikleri mevzuları, ders saatini beklemeden, videolu aramayla istedikleri zaman sorabiliyorlar. Sık sık ders yapma imkânı sağladığı için hoca kontrolünü daha rahatlıkla sağlayabiliyor. Çevrimiçi eğitiminin kayıt edilebilmesiyle, öğrenci o hafta yapacağı bireysel çalışmalar esnasında bu kayıtlardan faydalanabiliyor ve daha verimli çalışma imkânına sahip oluyor.
Menfi tesirler: Özellikle ileri düzey derslerde hassas duyuş gerektiren detayları işitmekte zorluk çekiliyor. Öğrencinin evinde yetersiz bir enstrüman var ise, bir arada ders esnasında daha iyi bir enstrüman çalmaktan mahrum kalabiliyor. Başlangıç seviyesindeki öğrenci, hocası tarafından tekniğinin fiziksel olarak düzeltmesinden ve ona doğru çalış şeklinin gösterilmesinden mahrum kalıyor. Uzun süre ekrana bakmak ve metalik telefon sesini duyarak derse konsantre olmaya çalışmak fiziksel yorgunluğa sebep oluyor.
Prof. Metin Ülkü MSGSÜ Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Öğretim Üyesi
Salgın döneminde başlayan uzaktan eğitim sürecinde tüm hocalar birtakım deneyimler edindi. Öğrenciler de kendi açılarından farklı deneyimler yaşadılar. Bunların olumlu ve olumsuz yönleri ortaya çıktı. Öncelikle final, lisans bölümü mezuniyeti gibi yıl sonu sınavlarının kayda geçirilmesi ve okulumuzda arşivlenmesi gerektiğiyle ilgili ısrarla dile getirdiğim görüşüm, çeşitli gerekçelerle hep reddedildi. Oysa bunun en faydalı tarafı, okulumuzun not verme sisteminin tutarlı bir hâle gelmesi, yalnızca o seneye mahsus şartlara göre değil, yargılarımızı, ölçütlerin her sene farklılaşmasının getirdiği sakıncalardan kurtarmaktı.
Salgın sürecinde ise sınavlar kayıt altına alınarak, değerlendirmeler çok daha verimli ve sağlıklı yapılabildi. İkinci olarak, jüri üyesi olduğum yarışmalarda ve sınavlarda çoğu meslektaşımın, öğrencinin çalışı hakkında hiç not tutmaması, değerlendirmelerde büyük farkların açıklanmasında oldukça tutarsız görüşler ortaya çıkmasına sebep oluyordu. Salgın sürecinde ise performansların kayıt altına alınmasıyla jüri üyelerinin not tutarak değerlendirme yapması zaruri bir hâle gelmiş oldu. Bunların yanı sıra, çevrimiçi ders yapmak bazı hocalar için oldukça zahmetsiz ve kolay olduğu için tercih ediliyor. Diğer yandan çevrimiçi derslerin en büyük dezavantajı kullanılan programlar ve kaliteli ses elde etmeye elverişli olmayan cihazlardan ötürü nüansların fakirliği oluyor. Ben bunun yerine çevrimdışı bir süreç işlettim. Öğrenciler o haftaki kayıtlarını elleri ve ayakları gözükecek bir şekilde düzgün bir ses kaydı olarak gönderdiler ve ben bu kayıt üzerine performansı tekrar tekrar dinleyerek, notaların üzerine notlar alarak öğrencilere geri yolladım. Öğrencilerin bu kayıtlardaki bilgiye, her ihtiyaç duyduklarında ulaşabilmelerinin ilerleme süreçlerine büyük katkısı oldu. Öğrenciler, tüm eseri icra ederek yaptıkları kayıtları yollamak zorunda kaldıkları için derse hazırlıklı olmayı daha fazla önemsediler. Oysa derse geldiklerinde böyle bir yükümlülük taşımadıkları için yeterli hazırlık koşullarını sağlamamış olabiliyorlar.