Salgın sürecinde müzik eğitiminin durumunu, yüz yüze eğitimin bilgisayar destekli çevrimiçi ortama dönüşümünü, müzik eğitiminin bu koşullarda ne şekilde uygulandığını değerli müzisyenler ve eğitimcilerin deneyimleri doğrultusunda incelemeye ve aktarmaya devam ediyoruz.
Hüseyin Sermet Devlet Sanatçısı, Piyanist
Bir gün çevrimiçi ders vereceğimi söyleseler kesinlikle inanmazdım. Adı güzel ama kendisi tehlikeli bir virüs ve dünyayı altüst edince olanlar oldu. Konserler gibi uluslararası ustalık sınıfı çalışmaları da iptal edildi. Dolayısıyla, şartlardan dolayı gerek Türkiye içindeki gerekse yurt dışındaki dersleri ya Skype ya da Zoom üzerinden vermeye çalışıyorum. Çok ilginç bir tecrübe olduğunu itiraf ederek kabullendim bile. Çünkü talebeyle fiziksel temasın hiç olamaması, cep telefonu veya bilgisayar, tablet cinsi araçların hoparlörlerine talim etme mecburiyeti, elbette, sizi, kulağınızı ve beyninizi ciddî olarak zorlayıcı unsurlar hâline dönüşüyor. Neticede, Tokyo veya Osaka gibi uzak diyarlardan ricacı olarak derdine derman arayanlara karşı bir sorumluluğunuz var. Bunlar benim, hoca olarak hissettiklerim ama olayın bir de talebe boyutu var ki orası daha da ilginç olabilir. Elbette onların neler hissettiklerini ve en çok hangi konularda zorlandıklarını da sormak ve öğrenmekle mükellefiz. İnşallah bu olağanüstü durum yakın zamanda sona erer ve hepimiz hem sağlıklı günlere hem de alıştığımız şekle dönebiliriz. Temenni inşallah gerçek olur.
Doç. Seta Kürkçüoğlu İstanbul Okan Üniversitesi Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi
Müzik Eğitimi’nde öğrencinin fiziksel artılarını ve eksilerini yakından değerlendirmek açısından, yüz yüze işlenen dersler büyük avantaj sağlar. Şan derslerinde bu durum daha da önem kazanır çünkü enstrüman bedendedir. Doğru ton vermenin karmaşık bir mekanizması vardır. Özellikle başlangıç aşamasındaki öğrenciye gerilimsiz ideal postür duruşu ve doğru nefes kullanımı öğretilmelidir. Doğru ağız içi pozisyon kavratılmalıdır. Ağız içindeki çok küçük pozisyon farklılıkları bile, şanda ulaşılmak istenen ses tınısına kavuşmayı zorlaştırır.
Önceden fiziksel eğitim almamış öğrenciler uzaktan eğitim biçimine adapte olmakta oldukça zorlandılar. Fiziksel temas mümkün olmadığından ve eğitmen kontrol edemediğinden belli başlı sıkıntılar çıktı. İşin içine senkron problemleri, hoparlörden çıkan seslerin tizleşmesi veya pesleşmesi de eklendi. Dolayısıyla süreç bu öğrenciler açısından daha zordu.
Önceden fiziksel eğitim almış, belli bir birikime sahip olan öğrenciler nispeten daha kolay adapte oldular. Hocaların öğrencilerini çok iyi tanıması da büyük avantaj kaynağı elbette. Ancak bu defa da farklı sorunlarla karşılaşıldı. Örneğin, daha önce piyanist eşlikçiyle çalışan öğrenciler, eserlerin altyapıları kendilerine ulaştırıldığında, bu kez takipte zorlanarak adaptasyon problemleri yaşadılar. Bunun sebebi, piyanistlerin icrada her zaman değişen öğrenci tempolarına, onları dikkatle takip ederek destek olmalarıdır. Ancak altyapıyla söyleyen öğrenci için, daha önce sahip olmadıkları, esere çok hakim olma ve piyanisti takip etme sorumluluğu belirdi.
Tüm salgın süreci boyunca uzaktan eğitim vermiş bir ses eğitimi hocasıyım. Şancılar, hastalığın bulaşıcılığı açısından daha çok risk taşıyorlar. Şarkı söyleme esnasında ağızdan nefes alındığından, virüsün ciğerlere hızlı ulaşma riski söz konusu. Bu durumda, ancak tüm riskli koşullar normalleşirse, şan öğrencileri için fiziksel eğitimin kesinlikle daha uygun olduğu görüşünü taşıyorum.
Prof.Dr. Toros Can Piyanist, Akademisyen
Çevrimiçi eğitimin en fazla verimli olabildiği süreç orta seviyedir. Piyanoda başlangıç seviyesindeki öğrenciler için teknikle ilgili konular çevrimiçi eğitim olanaklarıyla oldukça zorlayıcı olabiliyor. Çünkü bu aşamada öğrencinin öğretmeni bir bütün olarak izleyebilmesi ve öğretmenin gerekli durumlarda duruş, postür gibi hataları düzeltmek için müdahale etmesi gerekiyor. Özellikle daha küçük yaştaki öğrencilerin odaklanabilme becerilerinin ve süresinin kısıtlı olması, yüz yüze yapılamayan derslerde öğrencinin ya çok az ya da hiç konsantre olamaması dersi verimsiz bir hâle getirebiliyor.
İleri seviyedeki öğrencilerle yapılan çevrimiçi derslerden söz etmek gerekirse… Yüz yüze kurulan iletişimde vücut diliyle anlatılan o kadar fazla detay var ki tüm bunların yoksunluğunda, yan yana yapılan dersin değerini anlıyor insan. İleri seviyedeki öğrencilerin eğitiminde de vücut dili ve temas edebilmek yeni başlayanlar kadar önemli.
Skype, Zoom gibi programların çevrimiçi eğitim esnasında sesi yeteri kadar kaliteli iletememesi de bir sorun. Bir sese veya bir akora bastığımda, hâlâ sese basıyor olmama rağmen karşı tarafta o ses devam etmiyor. Bu durumda, müzikteki cümle yapısının doğru anlaşılması hususunda ciddi sıkıntılar doğuruyor. Polifoniyi anlatamıyor ve pedalı duyuramıyorsunuz.
Yazılım programlarıyla ilgili müzik eğitmeni meslektaşlarıma aktarabileceğim birkaç detayı da buradan aktarmak isterim… İnternet kalitesi/kalitesizliği sesin şiddetini veya görüntünün netliğini değiştirmez, kalitesini değiştirir. Zoom’daki ses şiddetinin değişimleri büyük problem. Sohbet ve toplantı gibi ortamlardaki kullanımı uygun olabilecekken, Zoom, piyano ses kaydında ciddi sıkıntılar yaşatıyor kullanıcılarına. Subito pp ve subito sff özelliği ile kulakları zedeliyor, baş ağrısına neden olabiliyor.
Diğer taraftan, çevrimiçi eğitimin daha önce farkında olmadığımız olumlu yönleri de var. Birincisi, eğitimde daha detaylı dinlemeyi öğrendik. Daha fazla kayıt tutar olduk. Bu sayede eserler ve konular çok daha ayrıntılı işlenebiliyor. Derslere hem öğretmenin hem de öğrencinin hazırlık aşaması ve ayrıntılara ihtimam gösterilmesiyle verimli bir netice elde etmek mümkün. İkincisi, müzik eğitmenleri olarak, eğitim adına yapılan çevrimiçi toplantılar çok daha verimli oluyor. Bir konu üzerinde herkesin düşüncelerini sırayla ve net bir biçimde aktarabilmesi yüz yüze yapılan toplantılara kıyasla daha faydalı oluyor.